Türkiye Hiç İşgal Edildi Mi? Tarihsel Arka Plan ve Akademik Tartışmalar
Türkiye ya da daha doğru bir ifadeyle bugünkü sınırlarına yakın topraklar üzerinde yer alan coğrafya, tarih boyunca pek çok kez farklı güçlerin müdahalesine, işgal girişimlerine maruz kalmış durumda. Ancak “işgal” kavramının neyi ifade ettiği, hangi koşullarda gerçekleştiği ve bugünkü anlamıyla bir “Türkiye”nin anayasal bir devlet olarak işgal edilip edilmediği sorusu biraz daha tartışmalı. Bu yazıda, işgal kavramını tarih, devlet, kültür ve diplomasi açısından ele alarak, Türkiye’nin fiilen işgal edilip edilmediğini ve bu konuda akademik dünyada nasıl tartışmalar olduğunu değerlendireceğiz.
Tarihsel Arka Plan: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Geçiş Süreci
Birinci Dünya Savaşı’nda mağlubiyeti takiben imzalanan Mondros Mütarekesi (30 Ekim 1918) Osmanlı Devleti’nin fiilî olarak savaştan çekilmesini sağlamış, ardından başkent İstanbul’un İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmeye başlanması süreciyle karşılaşılmıştır. [1] Bu dönemde İngiltere, Fransa, İtalya gibi devletlerin İstanbul’u ve Boğazlar bölgesini kontrol altına alma çabaları kaydedilmiştir. Örneğin 13 Kasım 1918’de İngiliz, Fransız ve İtalyan birlikleri İstanbul’a girmiştir. [2] Bu durum, Osmanlı Devleti’nin egemenliğinin ciddi şekilde fiilî olarak kısıtlandığı bir döneme işaret eder.
İşgal edilen sadece İstanbul değil, ayrıca işgal planlarının bir parçası olarak Anadolu’nun farklı bölgeleri (örneğin İzmir) ve sınırları da gündeme gelmiştir. [3] Bu süreçte ortaya çıkan ulusal mücadele (Türk Kurtuluş Savaşı) ve nihayetinde 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması ile yeni bir devletin (Türkiye Cumhuriyeti) varlığı ilan edilmiştir.
Bu tarihsel hat üzerinden bakıldığında, “Türkiye hiç işgal edilmedi mi?” sorusuna şöyle bir cevap verilebilir: Bugünkü Türkiye toprakları üzerinde kurulan yeni devlete ulaşmadan önce fiilî bir işgal süreci yaşanmıştır, özellikle İstanbul gibi stratejik alanlarda. Ancak bu durum, bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm ülkesinin uzun süreli işgal altında kaldığı anlamına gelmeyebilir.
Akademik Tartışmalar: İşgal Kavramı ve Türkiye Örneği
Akademik literatürde işgal kavramı hem askeri hem hukuki hem de sosyal boyutlarla ele alınır. Örneğin, İstanbul’un işgali üzerine yapılan çalışmalar, konuya sadece askeri müdahale açısından değil aynı zamanda kültürel, kurumsal ve ideolojik etkiler üzerinden bakmaktadır. [4]
Bir nokta şudur: Bazı akademisyenler, İstanbul’da gerçekleşen işgalin hâlâ Türk kimliği ve toplumsal belleği içinde travmatik bir iz bıraktığını vurgulamaktadır. [4] Öte yandan “Türkiye” ifadesinin 1923 sonrası devlet biçimiyle ilişkilendirilmesi nedeniyle, bu döneme ulaşmadan önceki işgal olaylarının “Türkiye Cumhuriyeti’nin işgali” olarak adlandırılması konusunda tartışmalar vardır.
Bu bağlamda akademik iki ana görüş öne çıkar:
– Bir görüş: İstanbul ve bazı Osmanlı topraklarında fiilî işgal yapılmış olup, yeni devletin kuruluş sürecinde bunların aşılması gerekmiştir. Buna göre “işgal edildi mi?” sorusuna “evet, bazı bölgelerde edilmiştir” yanıtı verilir.
– Diğer görüş: Devletin sınırları, halkın iradesi ve egemenliği açısından bakıldığında, bugünkü Türkiye’nin resmi sınırları içinde bütün bir işgal durumu söz konusu olmamış; mücadele edilip yeni biçim kazanmıştır. Yani “uzun süreli ve bütün ülke çapında bir işgal” deneyimi pek yaşanmamıştır.
Bu iki görüş karşılaştırıldığında, Türkiye’de işgal olgusunun parçalı, geçici ve yeni kurulmuş devlete geçiş süreciyle ilişkili olduğu ortaya çıkar.
Özet ve Okuyucuya Soru
Sonuç olarak: Bugünkü Türkiye sınırları üzerinde, özellikle İstanbul ve çevresinde 1918‑1923 arasındaki dönemde işgal deneyimi yaşanmıştır. Ancak bu, tüm ülkenin ve bütün bir devlet biçiminin uzun süreli işgali anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla “Türkiye hiç işgal edilmedi mi?” sorusuna verilecek cevap taraftır: Evet, bazı bölgelerde edilmiştir; ancak tüm ülke ve devlet biçimi açısından ‘yaygın bir işgal’ durumu söz konusu değildir.
Şunu düşünün:
– İstanbul’un işgali sonrası toplumsal ve kültürel etkileri günümüzde nasıl hissediliyor?
– “İşgal” kavramı devletin egemenliği dışında ne kadar genişletilebilir — kültürel baskılar, ekonomik bağımlılıklar vs. buna dahil midir?
– Ve son olarak: Bugünkü Türkiye’nde işgal deneyimi, ulusal kimlik inşası ve tarih belleği açısından ne anlam taşıyor?
Okuyuculardan bu sorular bağlamında kendi düşüncelerini ve çağrışımlarını yorumlar kısmında paylaşmalarını bekliyorum.
—
Sources:
[1]: https://www.tuba.gov.tr/files/yayinlar/tarih-serisi/TUBA-978-625-8352-73-3ch02.pdf?utmsource=chatgpt.com “İstanbul’da Inter-Allied Occupation Müttefikler Arası Administration …”
[2]: https://www.tuba.gov.tr/en/publications/non-periodical-publications/history/local-history-of-the-national-struggle-1918-1923-vol-11-istanbul/inter-allied-occupation-administration-in-istanbul?utm_source=chatgpt.com “Inter-Allied Occupation Administration in Istanbul | Turkish Academy of …”
[3]: https://www.dailysabah.com/turkiye/istanbul/istanbul-celebrates-102-years-since-liberation-from-occupation?utm_source=chatgpt.com “Istanbul celebrates 102 years since liberation from occupation”
[4]: https://www.academia.edu/45874337/ReadingOccupiedIstanbulTurkishSubjectFormationfromHistoricalTraumatoLiteraryTrope?utmsource=chatgpt.com “Reading Occupied Istanbul: Turkish Subject-Formation from Historical …”