Kültürlü İnsan Nasıl Olur?
İstanbul gibi bir şehirde yaşıyor ve her gün hayatın koşturmacasında bir yerlere yetişmeye çalışıyorsan, “kültürlü insan” tanımının ne olduğunu sorgulamak kolay değil. Hangi kitapları okuman, hangi filmleri izlemen ya da hangi konserlere katılman gerektiği konusunda sürekli kafanda sorular dönüp durur. Gerçekten kültürlü olmak sadece belirli bir tarzı mı benimsemek, yoksa bir iç yolculuk mu? Kendi kendime bu soruları sorarken, bir noktada şunu fark ettim: Kültürlü olmak, sadece bilgiyle değil, hayatı nasıl anladığımızla da ilgili. Peki, o zaman kültürlü bir insan nasıl olmalı? İşte bu soruyu daha yakından inceleyelim.
Kültürlü Olmanın Geçmişi
Biraz geriye gitmek gerekirse, geçmişte “kültürlü olmak” dediğimizde ilk akla gelen şey, genellikle klasik eğitim, üst sınıf yaşantılar ve sosyoekonomik bir arka plandı. Zamanında, bir insanın kültürlü sayılması için sahip olduğu kitaplar, gezdiği yerler, katıldığı sanat etkinlikleri önemliydi. Ama gerçekten, bunlar bir insanı kültürlü yapar mı? Birçoğumuzun çocukken hayal ettiği “kültürlü insan” imajı, şık giyinen, elit mekânlarda vakit geçiren, sürekli dergiler okuyan bir tipti. Ama bu sadece bir yüzeydi. Kültürlü olmanın derinliklerine inildikçe, aslında bu tanımın çok daha farklı olduğunu fark ediyoruz.
Kültürlü İnsan Nedir, Ne Değildir?
Gündelik hayatımda karşılaştığım insanlara bakınca, kültürlü olmanın yalnızca kitap okumak ya da tiyatroya gitmekle sınırlı olmadığını düşünüyorum. Çünkü ben de her gün ofise gidip gelen, akşamları bilgisayarımı açıp blog yazıları yazan sıradan bir insanım. Ama yine de kültürlü olduğumuzu söyleyebilirim. Kültürlü bir insan, aslında dünyayı daha geniş bir perspektiften görmeye çalışan, farklı bakış açılarına saygı gösteren ve bu farklının peşinden gidendir. Mesela bazen bir kafede, etrafımdaki insanları dinlerken, ne kadar farklı hayatlar yaşandığını düşünürüm. Birinin gündemi belki de hiç ilgilenmediğimiz bir konuda bilgi sahibi olmak olabilir. Bu da bir kültürdür. Başka birinin ise estetik anlayışı, sanatla ilgili derin sohbetleri… Kısacası, kültürlü olmak sadece “bir şeyi bilmek” değil; onu ne kadar içselleştirdiğin, nasıl yaşadığınla da alakalı.
Bugünün Kültürlü İnsanları
Bugün, kültürlü olmak daha farklı bir anlam taşıyor. İnsanlar artık dünyadaki gelişmelere daha hızlı ulaşabiliyor, sosyal medyada kültürle ilgili her türlü içeriğe erişim sağlayabiliyorlar. Bu da bazılarına göre “kültürlü insan” kavramını değiştirdi. Kitaplar, filmler, sanat galerileri… Hepsi elbette önemli ama günümüz insanı aynı zamanda sosyal farkındalığı, empatiyi ve toplumsal meselelere duyarlılığı da kültürün bir parçası olarak görüyor. Örneğin, İstanbul’daki bir sanat galerisini gezerken orada sergilenen eserlerin sadece estetik olarak değil, toplumsal bir mesaj içerdiğini görmek çok önemli. Bu, sanatı anlamanın ve içselleştirmenin bir yolu.
Kültürlü İnsan Olmanın Zorlukları
Kültürlü olma yolculuğu aslında bazen zorlu bir yolculuk olabilir. Sürekli bir şeyler öğrenmek, dünyadaki her değişime ayak uydurmak, yeni fikirlerle tanışmak… Bunlar kolay şeyler değil. Zaten bu yüzden çoğumuz bir süre sonra bu kültürlü olma çabalarını bırakıp sadece “sıradan” yaşamak istiyoruz. Ama bir noktada fark ediyorum ki, bu çaba aslında bizi daha derinlemesine bir hayat yaşamaya itiyor. Kültürlü olmak demek, sadece birine öğüt vermek ya da başkalarına üstün bir bilgi sunmak değildir. Kültürlü olmak, hem kendini tanımak, hem de başkalarına saygı göstermek demektir.
Kültürlü İnsan Nasıl Olur? Geleceğe Bir Bakış
Gelecekte kültürlü insanın ne olacağına dair bir tahmin yapmak kolay değil. Teknolojinin hızla ilerlediği bir dünyada, belki de kültürün anlamı da daha çok dijitalleşecek. Ancak, hala insan olmanın getirdiği duygusal zenginlik, empati ve insan ilişkilerinin değeri unutulmuş değil. O yüzden, kültürlü olmak sadece bir kitap okuma yarışması değildir; her gün etrafımızdaki dünyayı, insanları, fikirleri daha geniş bir perspektiften gözlemleyebilmektir.
Belki de en önemlisi, kültürlü insan, meraklı insandır. Bilmediği bir konuda her gün bir şeyler öğrenmeye açık olandır. Geriye dönüp bakınca, sadece bir tiyatro oyununa gitmiş olmak ya da bir kitap okumuş olmak yeterli değildir. Kültürlü olmak, hayatı ve etrafındaki dünyayı sorgulama cesaretidir. İşte tam burada, “kültürlü insan”ın tanımına belki de en yakın olan şey, başkalarına empatiyle yaklaşabilmek ve her gün daha fazla şey öğrenmeye çabalamaktır.
Sonuç Olarak
Kültürlü insan olmak, sadece okuma yazma becerisini geliştirmek değil, aynı zamanda hayatı daha derinlemesine yaşamak ve dünyayı her açıdan görmek demektir. Belki de kültürlü insan, sıradan birinin farklı bakış açısıyla dünyayı gözlemleyebilen, her anını daha anlamlı kılmaya çalışan insandır. Ve bir gün hepimizin bu yolculuğu daha derinlemesine keşfetmemiz gerektiğini hatırlatacak bir an gelecektir. O an geldiğinde, belki de kültürlü olmak yalnızca başkalarına değil, önce kendimize verebileceğimiz en büyük hediye olacaktır.