Hz. Bilal’in Mezarı Nerede? İktidar, Güç ve Toplumsal Düzen Üzerine Bir Siyaset Bilimi Perspektifi Toplumlar tarih boyunca çeşitli güç ilişkileri ve toplumsal düzenler etrafında şekillenmiştir. Bu güç ilişkileri, toplumun nasıl işlediğini ve bireylerin hangi rollerle toplumsal yapıya dahil olduklarını belirler. İktidarın nasıl dağıldığı, kurumların rolü ve ideolojilerin toplumu nasıl şekillendirdiği, siyaset bilimcilerin üzerinde sürekli kafa yorduğu temel sorunlardır. Bu bağlamda, toplumların şekillenmesinde dinin ve tarihsel figürlerin etkisi büyük olmuştur. Hz. Bilal, İslam’ın ilk özgürlük savaşçılarından biri olarak bu tarihsel yapının içinde önemli bir figürdür. Ancak, onun mezarının yeri hakkında ortaya çıkan belirsizlik, toplumların geçmişine ve güçlü figürlerin yerini nasıl belirlediğine…
Yorum BırakBağlantılı Fikir Dünyası Yazılar
Heri Nerenin Sözü? — Dilin Coğrafyası ve Anlamın Felsefesi Filozofun Girişi: Sözün Varlıkla Dansı Bir filozof için kelimeler, yalnızca iletişim araçları değil; varlığın yankılarıdır. Her kelime, bir coğrafyanın hafızasında doğar, bir toplumun duygu haritasında büyür. “Heri” kelimesi de bu yankılardan biridir — sade, kısa, ama anlamı derin bir halk sözü. Peki, “Heri nerenin sözü?” diye sorduğumuzda, aslında yalnızca bir kelimenin kökenini değil, onun temsil ettiği kültürel ve felsefi anlam katmanlarını da sorgulamış oluruz. Dilin içinde yaşarız; ama çoğu zaman onun nasıl düşündüğünü fark etmeyiz. “Heri” kelimesi, bu farkındalığın küçük ama etkili bir davetidir. — Epistemolojik Bakış: Bilginin Dili, Dillerin Bilgisi…
Yorum BırakUğur Böceği Diğer Adı Nedir? Minik Kırmızı Diplomatın Gizemli Kimliği Bir sabah kahvemi içerken penceremin önüne bir uğur böceği kondu. O kadar tatlıydı ki, elimle itip “Hadi bakalım, bana biraz uğur getir” dedim. Sonra düşündüm: Bu minik kırmızı şeyin diğer adı neydi? Bir an duraksadım. “Kimi yerde gelin böceği diyorlardı sanki…” Sonra aklıma geldi: Bu böcek, sadece bir böcek değil — doğanın PR uzmanı! Herkesin yüzünü güldürüyor, üzerindeki beneklerle bile marka çalışması yapmış gibi. Uğur böceği, halk arasında gelin böceği, kınalı böcek, tanrı böceği veya gelin hanım böceği gibi isimlerle de bilinir. Latince adı ise Coccinellidae familyasından gelir. Ama dürüst…
Yorum BırakGürcü Türkleri Hangi Boydan? Bir Edebiyatçının Kaleminden Kimlik, Dil ve Anlatı Üzerine Bir Edebiyatçının Girişi: Sözcüklerin Taşıdığı Hafıza Her kelime bir göç yoludur. Dil, sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bir halkın kaderini taşıyan görünmez bir nehir gibidir. Edebiyat, bu nehrin kıyısında duran en kadim tanıktır — her kelimenin arkasında bir hikâye, her hikâyenin ardında bir kimlik gizlidir. “Gürcü Türkleri hangi boydan?” sorusu da, bu kimlik ve dil yolculuğunun en ilginç duraklarından biridir. Bu soru yalnızca bir etnografik araştırmanın konusu değil, aynı zamanda edebî bir hafıza arayışıdır. Tarihten Hikâyeye: Gürcü Türklerinin Kökleri Gürcü Türkleri, tarihsel olarak Oğuz boylarının Karadeniz’in…
Yorum BırakGüneş Saatini Kim Buldu Türk? Ekonomi Perspektifinden Zamanın Değeri Zamanın Kıtlığı: Bir Ekonomistin Bakışı Ekonomide temel kabul şudur: Kaynaklar sınırlıdır, ancak insan ihtiyaçları sonsuzdur. Bu denklem, seçim yapmayı ve her seçimin bir fırsat maliyeti olduğunu hatırlatır. Bir ekonomist için zaman, belki de en kıt kaynaktır. Para yeniden kazanılabilir; ancak bir dakikanın bile geri dönüşü yoktur. Bu nedenle zamanın ölçülmesi, insanlığın ekonomik düşünce tarihindeki en eski ve en hayati yeniliklerden biridir. Bu bağlamda “Güneş saatini kim buldu Türk?” sorusu yalnızca tarihsel bir merak değil, aynı zamanda ekonomik davranışların, üretkenliğin ve toplumsal refahın temelini anlamaya yönelik bir sorgulamadır. Güneş Saati: Bilginin ve…
Yorum BırakGeyik Omnivor mu? Bir Antropoloğun Doğaya, Kültüre ve Kimliğe Dair Yolculuğu Bir Antropoloğun Merakı: Kültürün İzinde, Ormanın Derinliklerinde Bir antropolog olarak ormanın içinde yürürken kulağıma gelen her çıtırtı, bana sadece doğayı değil, insanın kültürel anlam dünyasını da hatırlatır. Geyik dediğimiz zarif canlı, birçok kültürde masumiyetin, saflığın, hatta tanrısal bağlantıların sembolüdür. Ancak bugün sorduğumuz soru — “Geyik omnivor mu?” — yalnızca biyolojik bir merak değildir. Bu soru, doğa ile kültürün, canlı ile anlamın, et ile ot arasındaki sınırları sorgular. Geyiğin doğadaki beslenme alışkanlıkları, insan kültürlerinin onu nasıl algıladığıyla iç içe geçmiştir. Çünkü antropoloji bize şunu öğretir: Bir canlıyı nasıl tanımladığımız, aslında…
Yorum BırakGeyik Hepçil mi? Doğa, Bilgi ve Ahlak Arasında Felsefi Bir Yolculuk Bir Filozofun Sessiz Ormanında Başlayan Soru Bir filozofun ormanda yürüdüğünü düşünün. Ağaçların arasından süzülen ışık, düşüncenin gölgesine karışır. Sessizlikte bir hareket hisseder; bir geyik geçer. Zarif, temkinli, neredeyse düşünceli bir varlık. Filozof birden sorar: “Geyik hepçil mi?” Bu, ilk bakışta biyolojik bir soru gibi görünür; fakat aslında doğanın bilgisi, ahlakın temeli ve varlığın anlamına dair derin bir sorgudur. Bu yazı, doğayı yalnızca gözlemlemek değil, onunla birlikte düşünmeyi seçen bir aklın yolculuğudur. Çünkü her “ne yer?” sorusu, “ne olur?” ve “ne olmalıdır?” sorularını da beraberinde getirir. Epistemolojik Bir Başlangıç: Bilgiyi…
Yorum BırakKonut Tipleri Nelerdir? Etiket Değil, Yaşam Kalitesiyle Ölçelim Kentsel pazarlama bize yıllardır aynı masalı anlatıyor: “Doğru konut tipini seç, hayatın değişsin.” Hayır, değişmez. Konut tipleri; güvenlik, dayanıklılık, komşuluk, aidat, ulaşım, enerji maliyeti ve hatta kent demokrasisi gibi sert gerçeklerin üstünü örten birer etikete dönüştü. “Rezidans mı, villa mı, site mi, tiny house mu?” sorusunu, “Hangi sistem kimin yaşamını kolaylaştırıyor, kimin cebini boşaltıyor?” sorusuyla değiştirmeden bu tartışmayı sağlıklı yürütemeyiz. “Konut tipleri nelerdir?” sorusunun cevabı sadece isim listesi değildir; her tipin arkasında maliyet, erişilebilirlik, deprem güvenliği, sosyal adalet ve çevresel etki yatıyor. Doğru konut, pazarlama diliyle değil; zemin, mühendislik, ulaşım, aidat ve…
Yorum Bırak1 Metre Neye Eşittir? Felsefi Bir Ölçünün Peşinde Bir filozofun gözünden baktığımızda, “1 metre” yalnızca bir uzunluk ölçüsü değildir. O, insanın evrene getirdiği bir düzen arayışının sembolüdür. Doğada “metre” yoktur; metre, insan zihninin varlıkla kurduğu düzenleme ilişkisinin ürünüdür. Yani, ölçü birimi, varlığın değil, insanın icadıdır. Bu durumda, “1 metre neye eşittir?” sorusu yalnızca fiziksel bir sorudan ibaret değildir; aynı zamanda etik, epistemolojik ve ontolojik katmanlara uzanan bir felsefi davettir. — Epistemoloji Perspektifinden: Bilginin Ölçüsü mü, Ölçünün Bilgisi mi? Epistemoloji, bilginin doğasıyla ilgilenir. “1 metre” dediğimiz şey, ölçülebilirliğin evrensel bir formu olarak kabul edilir. Ancak bu “evrensellik”, insanın kendi duyularının sınırlarını…
Yorum Bırak0 da Kürtçe Ne Demek? Sessizliğin ve Sıfırın Edebî Anlamı Üzerine Bir edebiyatçı için kelimeler sadece anlam taşıyıcıları değildir; onlar, duyguların, tarihin ve kimliğin nefes aldığı birer varlıktır. “0 da Kürtçe ne demek?” sorusu ilk bakışta dilbilimsel bir merak gibi görünse de, derinlemesine düşünüldüğünde edebî, felsefî ve kültürel bir sorgulamayı da beraberinde getirir. Çünkü “sıfır” sadece bir sayı değildir; yokluk ile varlık arasındaki ince çizgide duran bir semboldür. Bu yazıda, sıfırın Kürtçe karşılığını değil, o kelimenin taşıdığı edebî yankıyı çözümlemeye çalışacağız. Dilin Edebî Dokusu: Kelimenin Gücü, Sessizliğin Derinliği Edebiyat, dilin sınırlarını zorlayan bir sanattır. Bir kelimenin başka bir dildeki karşılığını…
Yorum Bırak